40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
8 Temmuz 2025 – ABD Başkanı Donald Trump’ın, daha önce Pentagon tarafından durdurulan Ukrayna’ya savunma amaçlı silah sevkiyatını yeniden başlatma kararı, Kiev yönetiminde belirsizliğe yol açtı. Bu belirsizlik, özellikle hava savunma sistemleri başta olmak üzere sürekli ve öngörülebilir yardım beklentisi içindeki Ukrayna tarafından bir “açıklama” talebi olarak duyuruldu.
Geçtiğimiz hafta, Pentagon savunma bakan yardımcısı Stephen Feinberg’in önerisiyle, savunma bakanı Pete Hegseth, ABD stoklarında kritik silahların sevkiye yeterli seviyede kalmadığı gerekçesiyle Patriot füzeleri, Hellfire füzeleri, GMLRS roketleri, Stinger füzeleri ve 155 mm top mermilerini içeren sevkiyatı durdurmuştu.
Savunma Bakanlığı’nca yapılan açıklamada, “Başkan Trump’ın talimatıyla” Ukrayna’ya yeniden savunma amaçlı silah gönderileceği belirtildi; ancak hangi sistemlerin, hangi miktarlarda gönderileceği netlik kazanmadı.
ABD’nin kritik savunma planları için gerekli Patriot füze stoklarının yalnızca yaklaşık %25 seviyesinde kaldığı ortaya çıktı. Özellikle Ortadoğu’daki operasyonlar ve İran kaynaklı tehlikelere karşı harcanan füzeler bu duruma neden oldu.
Ukrayna Savunma Bakanlığı, Washington’dan yapılan “bugünkü adım” konusunda resmi bilgi almadığını açıklarken, özellikle hava savunmasına ilişkin sevkiyatların koordineli ve düzenli şekilde sürdürülmesinin “kritik önem” taşıdığını vurguladı.
Zelenskyy yönetimi, Trump ile gerçekleştirdiği “en başarılı” telefon görüşmesi olarak tanımladığı bu görüşmenin ardından askerî yardım konusunda netlik bekliyor. Kiev yönetimi, hava savunma sistemlerine ek olarak insansız hava aracı ve seyir füzesi savunma kapasitelerini güçlendirme kararlılığını yineliyor.
Bu süreç tam da Rusya’nın hava saldırılarını artırdığı döneme denk geldi. Kharkiv, Zaporizhzhia ve Odesa gibi büyük şehirlerde yaşanan drone ve füze saldırılarında çok sayıda sivil hayatını kaybetti, yaralandı ve binalar çöktü. Özellikle Kharkiv’deki saldırılarda en az 1 kişi öldü, 60’ın üzerinde kişi yaralandı.
Bu yoğun bombardımanlar, Kiev’in hava savunma sistemlerine duyduğu ihtiyacı daha da netleştirirken, ABD’den gelen silah yardımlarının zamanlamasını stratejik bir mesele haline getirdi.
Ukrayna, karşı taarruz kapsamında Rusya sınırları içindeki bazı askeri hedeflere drone saldırıları düzenledi. Moskova bölgesindeki kimyasal tesis ve Krasnodar’daki bir petrol rafinerisi bu saldırılardan zarar gördü. Aynı zamanda Kiev yönetimi, Rusya’nın saldırı koordinasyonunu sağlamak üzere yürüttüğü dezenformasyon faaliyetlerine tepki göstererek, bu tür aksiyonların cephe moralini zedelemeye yönelik olduğunu öne sürdü.
Beyaz Saray’da konuşan Trump, “Daha fazla savunma amaçlı silah göndereceklerini” belirtirken, Putin’e karşı memnuniyetsizliğini açıkça dile getirdi: “Bu insanlar çok sert saldırıya uğruyor; kendilerini savunmaları gerek.”
Öte yandan Kremlin, hangi silahların, ne miktarda gönderileceğini netleştirmenin zaman alacağını belirterek durumu yakından izlediğini ilan etti.
AB ülkeleri ve NATO müttefikleri, ABD stoklarındaki düşüşün yalnızca Ukrayna değil, aynı zamanda kendi güvenlik planlarını da etkilediğini belirtiyor. Almanya, Patriot açığını doldurma yolları arayışında olduklarını; Fransa ve İngiltere ise Ukrayna savunmasına devam kararlılığını güçlendirmiş durumda.
– Pentagon, stok yetersizliği nedeniyle silah sevkiyatını durdurdu.
– Başkan Trump, bu kararı tersine çevirdi ancak uygulanacak sevkiyatların içeriği belirsiz.
– Kiev, koordineli, düzenli ve taşımalı hava savunmasının sürdürülmesini ısrarla talep ediyor.
– Rusya, hava saldırılarını artırarak Kiev’in savunma kapasitesini zorlamaya devam ediyor.
– Avrupa, ABD’nin stok sorununu yakından izliyor ve yapısal çözüm önerileri geliştiriyor.
Durum hâlâ değişkenlik gösteriyor. ABD’nin hangi silahları, hangi miktarda göndereceği netleşmeden Kiev’in hava savunma dengesini koruması oldukça güç görünüyor. Avrupa ile NATO’nun desteği, stratejik anlamda belirleyici olacak.