39,2711$% 0.04
44,9204€% 0.33
53,3281£% 0.23
4.178,78%0,05
3.315,23%0,16
9.486,56%0,12
39,2711$% 0.04
44,9204€% 0.33
53,3281£% 0.23
4.178,78%0,05
3.315,23%0,16
9.486,56%0,12
ABD eski ve muhtemel gelecekteki başkanı Donald Trump, yeniden yükselen korumacı politikalarıyla küresel ticarette yankı uyandırdı. 2025 yılı itibarıyla Avrupa’ya yönelik ek tarifeler koyma planı, Avrupa Birliği (AB) liderlerinin tepkisini çekti ve ekonomik ilişkilerde yeni bir gerginlik yarattı. Peki, Trump’ın bu hamlesi ne anlama geliyor ve Avrupa nasıl karşılık vermeyi planlıyor?
Donald Trump, 2024 seçim kampanyasında defalarca Amerika’nın çıkarlarını ön planda tutacağını belirtmiş ve korumacı politikalar vadetmişti. Seçimi kazanması halinde Avrupa’dan ithal edilen otomobiller, çelik ve diğer bazı sanayi ürünlerine ek gümrük tarifeleri getireceğini açıklamıştı. 2025 yılına gelindiğinde ise Trump, bu sözlerini gerçekleştirmek adına somut adımlar attı.
Özellikle Alman otomobilleri ve Fransız lüks ürünlerine yönelik ek vergilerin getirilmesi, Avrupa ekonomisini derinden etkileyebilir. ABD, Avrupa’dan ithal edilen bazı sanayi ürünlerine %10 ila %25 arasında değişen oranlarda ek vergi uygulamayı planlıyor. Bu durum, Avrupa’daki büyük üreticileri zora sokarken küresel ticaret dengelerini de değiştirebilir.
Avrupa Birliği yetkilileri, Trump’ın bu hamlesine karşı hızlı bir şekilde tepki gösterdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avrupa, ayrımcı ticaret politikalarına karşı sessiz kalmayacaktır. Eğer ABD Avrupa ürünlerine ek vergiler koyarsa, biz de aynı şekilde karşılık veririz” diyerek ticaret savaşlarının fitilini ateşleyebilecek bir açıklama yaptı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “ABD ile güçlü ekonomik bağlarımız var ancak tek taraflı korumacı politikalar, serbest ticaret ilkelerine zarar verir. Avrupa, çıkarlarını savunacaktır” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise “Avrupa sanayisinin korunması için ne gerekiyorsa yapacağız” diyerek birlik içinde koordineli bir yanıt verilmesi gerektiğini vurguladı.
AB, daha önce Trump’ın başkanlığı sırasında (2017-2021) benzer ticari kısıtlamalarla karşılaşmış ve misilleme olarak ABD’den ithal edilen motosikletler, kot pantolonlar, tarım ürünleri gibi birçok ürüne ek vergiler koymuştu. 2025’te de benzer bir karşılık vermesi bekleniyor. Olası misilleme adımları şunlar olabilir:
Bu gelişmeler, uzun süredir dalgalı seyreden ABD-AB ilişkilerini daha da zorlaştırabilir. NATO ve diğer stratejik konularda ortak hareket eden bu iki ekonomik güç, ticaret konusunda sık sık karşı karşıya gelmiştir. 2025 yılı itibarıyla Trump’ın bu tür hamlelerinin Avrupa ile ABD arasında yeni diplomatik gerilimler yaratması muhtemel görünüyor.
Öte yandan, Avrupa’nın ABD’ye karşı Çin ve diğer Asya ülkeleriyle ekonomik işbirliğini artırma olasılığı da gündeme gelebilir. Eğer ABD ticari anlamda Avrupa’yı zor durumda bırakırsa, AB’nin Çin ve Hindistan gibi yeni pazarlara daha fazla yönelmesi olasıdır.
Trump’ın tarifeleri yalnızca ABD ve Avrupa’yı değil, küresel ekonomiyi de etkileyebilir. Küresel tedarik zincirlerinde aksamalar yaşanması, dünya genelinde enflasyonist baskıları artırabilir. Ayrıca, ticaret savaşlarının artmasıyla birlikte yatırımcılar güvenli limanlara yönelerek piyasalarda dalgalanmalara neden olabilir.
Özellikle otomotiv ve teknoloji sektörleri, bu tür tarifelerden en çok etkilenecek alanların başında geliyor. Eğer Avrupa ve ABD arasında karşılıklı vergi artırımları devam ederse, büyük şirketler üretim ve yatırım stratejilerini gözden geçirmek zorunda kalabilir.
Trump’ın Avrupa’ya yönelik tarifeleri, küresel ticarette yeni bir kriz dalgası yaratabilir. Avrupa Birliği liderleri bu duruma karşı sert bir tutum sergilemeye hazır olduklarını açıklarken, ticaret savaşlarının kaçınılmaz olup olmadığı hala belirsizliğini koruyor. Önümüzdeki aylarda AB ve ABD arasındaki müzakereler, küresel ekonomik dengeler açısından kritik bir öneme sahip olacak.
Bu süreçte Avrupa’nın nasıl bir strateji izleyeceği ve Trump yönetiminin adımlarının ne kadar sertleşeceği, küresel ekonominin gidişatını büyük ölçüde belirleyecek gibi görünüyor. Eğer iki taraf da geri adım atmazsa, dünya yeni bir ticaret savaşı sürecine girebilir.