DOLAR

38,4632$% -0.08

EURO

43,5554% -0.46

STERLİN

51,2907£% -0.12

GRAM ALTIN

3.972,24%-2,40

ONS

3.214,09%-2,26

BİST100

9.078,43%-1,59

DOLAR

38,4632$% -0.08

EURO

43,5554% -0.46

STERLİN

51,2907£% -0.12

GRAM ALTIN

3.972,24%-2,40

ONS

3.214,09%-2,26

BİST100

9.078,43%-1,59

a
  • TNT Haber
  • Ekonomi
  • AB ile ABD Arasındaki Ticaret Gerilimine 90 Günlük Ara: Yeni Müzakere Fırsatı mı?

AB ile ABD Arasındaki Ticaret Gerilimine 90 Günlük Ara: Yeni Müzakere Fırsatı mı?

Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ithalat tarifelerini geçici olarak askıya alma kararına karşılık, misilleme olarak uygulamaya hazırlandığı tarifeleri 90 gün süreyle durdurduğunu açıkladı. Bu gelişme, son yıllarda özellikle sanayi ve enerji sektörlerinde yoğunlaşan ticari anlaşmazlıkların geleceği açısından kritik bir dönemece işaret ediyor.

90 Günlük Bekleme Süresi: Neden Önemli?

Washington yönetimi, yakın dönemde bazı ithalat kalemlerinde uygulamaya koyduğu yüksek tarifeleri üç ay boyunca askıya alacağını bildirmişti. Bu karar, özellikle Avrupa’dan yapılan ithalatı etkileyen düzenlemeleri içeriyor. ABD Başkanı’nın kararı doğrultusunda, bu tarifeler geçici olarak yüzde 10 seviyesinde tutulacak ve tam uygulanmadan önce taraflar arasında uzlaşma zemini aranacak.

AB ise bu adıma karşılık olarak, daha önce planladığı ve ABD’den ithal edilen başlıca ürünlere yönelik çeşitli misilleme tarifelerini dondurma kararı aldı. Brüksel yönetimi, bu kararla birlikte ticari gerilimin büyümesini engellemek ve diplomasiye fırsat vermek istiyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in açıklamalarına göre, bu süre “ciddi ve yapıcı müzakereler” için bir fırsat olarak görülüyor.

Misilleme Tarifeleri Ne Anlama Geliyordu?

AB’nin hazırladığı misilleme listesi, otomotiv parçalarından tarım ürünlerine, teknoloji bileşenlerinden tüketici ürünlerine kadar birçok kalemi içeriyordu. Toplam değeri yaklaşık 23 milyar doları bulan bu liste, AB’nin ticari egemenliğini koruma amacı taşıyordu. Uygulanması durumunda, bu tarifeler sadece ekonomik değil, siyasi etkiler de yaratabilirdi.

Tarifelerin özellikle bazı ABD eyaletlerindeki üreticileri hedef alması, Washington üzerinde baskı oluşturma stratejisinin bir parçasıydı. Brüksel’in amacı, yalnızca ekonomik misilleme değil, aynı zamanda kamuoyu ve kongre nezdinde dikkat çekici bir mesaj vermekti. Ancak bu planlar şimdilik beklemeye alındı.

ABD Ne İstiyor?

ABD tarafı ise Avrupa ile olan ticaret dengesizliğinden şikayet ediyor. Özellikle otomotiv sektöründe Avrupa menşeli araçların ABD pazarında baskın olmasından rahatsızlık duyuluyor. Ayrıca Washington, Avrupa’nın daha fazla Amerikan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithal etmesini istiyor. Bu, enerji alanında ABD’nin dış ticaret dengesini düzeltme stratejisinin bir parçası.

Diğer yandan, ABD sanayi ürünlerinde karşılıklı sıfır tarife önerilerine daha temkinli yaklaşıyor. Beyaz Saray, bu tür anlaşmaların Amerikan üreticilerinin aleyhine sonuçlanabileceğini savunuyor. Dolayısıyla, her iki tarafın da farklı beklentiler içerisinde olduğu bir müzakere süreci başlıyor.

Avrupa’nın Stratejik Tavrı

AB, bu geçici ateşkes süresince hem iç pazarda reformlara hız vermeyi hem de yeni ticaret ortaklıklarını güçlendirmeyi hedefliyor. Brüksel, özellikle Asya ve Latin Amerika ile yapılan serbest ticaret anlaşmalarına daha fazla odaklanıyor. Bu sayede, ABD ile yaşanabilecek olası bir kopuş durumunda alternatif kanallar oluşturulmak isteniyor.

AB Komisyonu, aynı zamanda iç pazarda karşılaşılan bazı yapısal sorunları da çözme sözü verdi. Üye devletler arasında uygulanan farklı vergi ve düzenleme politikaları, ticaretin serbest akışını zaman zaman zorlaştırıyor. 90 günlük bu süreçte hem dışarıda uzlaşma aranacak hem de içeride birlik sağlanmaya çalışılacak.

Özel Sektör Nasıl Etkileniyor?

Bu gelişmeler yalnızca hükümetler düzeyinde değil, özel sektör açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerdeki otomotiv ve makine sektörleri, ABD’ye ihracatta oluşabilecek engellerden ciddi şekilde etkilenebilir. Aynı durum, ABD’nin tarım ve enerji sektörleri için de geçerli.

Avrupa’daki birçok büyük şirket, tarifelerin yeniden devreye girmesi durumunda tedarik zincirlerini değiştirmek zorunda kalabilir. Bu da maliyetlerin artması ve tüketici fiyatlarına yansıması anlamına geliyor. Bu yüzden iş dünyası temsilcileri, müzakerelerde olumlu sonuç çıkması için kamu otoritelerine çağrıda bulunuyor.

Uzlaşma Olasılığı Var mı?

Her iki taraf da ekonomik olarak birbirine bağımlı. Günlük ticaret hacmi milyarlarca doları bulan AB ve ABD ekonomileri, dünya ekonomisinin en büyük yapı taşları arasında yer alıyor. Bu nedenle tam ölçekli bir ticaret savaşının her iki taraf için de zarar verici olacağı konusunda uzmanlar hemfikir.

Ancak siyasi irade olmadan bu tür sorunların çözümü zor görünüyor. ABD seçim atmosferine girerken, ticaret politikaları iç siyasette de araç haline geliyor. Avrupa ise istikrarı ve birlik içinde hareket etmeyi önceliklendiriyor. Bu ortamda, teknik heyetler düzeyinde yürütülecek görüşmelerin sonucu merakla bekleniyor.

Geçici Barış mı, Kalıcı Anlaşma mı?

Tarafların attığı bu karşılıklı adımlar, bir uzlaşma zemini arayışının göstergesi. Ancak geçici adımların kalıcı sonuçlar doğurması için ciddi irade ve karşılıklı fedakârlık gerekiyor. Ticaret gibi çok katmanlı ve hassas bir konuda çözüm sadece teknik değil, aynı zamanda siyasi iradeye de dayanıyor.

Önümüzdeki 90 gün, AB ve ABD arasındaki ilişkilerin geleceği açısından belirleyici olacak. Ya yeni bir iş birliği dönemi başlayacak ya da ticaret gerilimi yeniden tırmanacak.

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ

Sitemiz en iyi hizmet için çerezler kullanmaktadır. Siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul ediyorsunuz. Daha fazla bilgi