40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
40,2601$% 0.13
46,7458€% 0.13
53,9601£% 0.23
4.316,24%0,46
3.337,10%0,40
10.198,76%-0,26
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Pekin’de düzenlenen bir basın toplantısında yaptığı açıklamalarla uluslararası kamuoyunun dikkatini bir kez daha üzerine çekti. Putin, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskiy ile barış görüşmelerine hazır olduklarını belirtti ancak bunun için şart koştu: “Zelenskiy Moskova’ya gelsin.” Bu sözler, devam eden savaşın gölgesinde diplomatik bir manevra olarak yorumlanırken, Batı başkentlerinde de farklı tepkilere yol açtı.
Putin’in açıklamasında altını çizdiği en önemli noktalardan biri, görüşmelerin “iyi hazırlanmış” olması gerektiğiydi. Rus lider, spontane ya da zayıf temelli bir görüşmenin sonuçsuz kalacağını, dolayısıyla ciddi bir hazırlık ve stratejik planlama gerektiğini vurguladı. Ancak aynı konuşmada, Zelenskiy’nin meşruiyetini sorgulayan ifadeler kullanarak aslında bu davetin ne kadar gerçekçi olduğu konusunda soru işaretleri yarattı.
Bu çıkış, savaşın başlamasından bu yana Kremlin’in kullandığı dilde yeni bir tonlama olarak değerlendirildi. Putin, bugüne kadar Ukrayna yönetimini sert sözlerle hedef alırken, doğrudan bir davetle barış masasına oturma ihtimalinden bahsetmesi dikkat çekti. Yine de Rusya’nın askeri operasyonlarını sürdürmesi ve son günlerde Ukrayna’ya yönelik yoğun füze ve drone saldırıları, bu sözlerin samimiyetini tartışmalı hale getiriyor.
Ukrayna tarafında ise bu açıklamaya temkinli bir yaklaşım hakim. Zelenskiy yönetimi uzun süredir barış için “adil koşullar” talep ediyor. Ukrayna’nın temel beklentileri arasında Rus birliklerinin işgal altındaki bölgelerden çekilmesi, sınırların 1991 sınırlarına dönmesi ve güvenlik garantilerinin sağlanması yer alıyor. Moskova ise bu koşulları hiçbir zaman kabul etmedi. Bu nedenle, Putin’in daveti Kiev’de daha çok “propaganda amaçlı” bir çıkış olarak görülüyor.
Uluslararası arenada da yankılar büyük oldu. Avrupa Birliği yetkilileri, Putin’in sözlerini dikkatle izlediklerini ancak bu tür açıklamaların sahadaki gerçeklerle örtüşmediğini dile getirdi. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, “Barış çağrıları önemli ama bunlar gerçek eylemlerle desteklenmeli. Rusya saldırılarını durdurmadığı sürece güven tesis edilemez” ifadelerini kullandı.
ABD kanadından gelen ilk yorumlar ise daha sert oldu. Washington, Moskova’nın son dönemde Ukrayna şehirlerine yönelik yüzlerce füze ve drone saldırısı düzenlediğini hatırlatarak, Putin’in sözlerinin “inandırıcılıktan uzak” olduğunu belirtti. Beyaz Saray yetkilileri, gerçek bir barış süreci için öncelikli adımın saldırıların durması gerektiğini vurguladı.
Putin’in bu açıklaması aynı zamanda uluslararası kamuoyunda Rusya’nın stratejik hedefleriyle ilgili yeni tartışmalar başlattı. Kimi uzmanlar, bu çıkışın Batı’da bölünme yaratmayı amaçlayan bir diplomatik hamle olduğunu düşünüyor. Özellikle ABD’deki yönetim değişiklikleri ve Avrupa’daki siyasi tartışmalar göz önünde bulundurulduğunda, Moskova’nın diplomatik mesajlarla sahadaki sert tutumunu dengelemeye çalıştığı yorumları yapılıyor.
Putin’in “Zelenskiy Moskova’ya gelsin” çıkışı savaşın gidişatını değiştiren bir teklif olmaktan çok, diplomasi sahnesinde dikkatleri üzerine çekmeye yönelik bir hamle gibi görünüyor. Ukrayna ise bu daveti reddetme eğiliminde; zira Kiev, Moskova’ya gidilecek bir görüşmenin ancak kendi çıkarlarını ve bağımsızlığını tehdit edeceğini düşünüyor. Bu tablo, taraflar arasındaki uçurumun hâlâ kapanmadığını ve barış yolunun uzun ve zorlu olacağını bir kez daha ortaya koyuyor.
1
Dünyada Mutlaka Görülmesi Gereken En İyi 10 Yer 2025 Listesi
183 kez okundu
2
Japonya’dan Sürpriz Yok: Merkez Bankası Faizi Sabit Tuttu, Temkinli Politika Sürüyor
180 kez okundu
3
Kanada’da Festivalde Facia: Araç Kalabalığın Arasına Daldı 9 Ölü Çok Sayıda Yaralı Var
171 kez okundu
4
Amerika’da Mutlaka Görülmesi Gereken En Güzel 10 Yer
170 kez okundu
5
Son Dakika! Katolik Dünyası Yas Tutuyor: Papa Francis 88 Yaşında Hayatını Kaybetti
169 kez okundu