Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı… Çocuğunuzla kurduğunuz iletişim şeklinin, onun geleceğini ne kadar etkilediğini biliyor muydunuz? Kurduğunuz her etkileşim, bir iletişim biçimidir. Bu sadece söylediğiniz kelimelerle ilgili değil; sesinizin tonu, bakışınız, sarılmalarınız ve öpücükleriniz… Bunların hepsi çocuğunuza mesajlar iletir. Çocuğunuzla iletişim kurma şekliniz ona sadece başkalarıyla nasıl iletişim kuracağını öğretmekle kalmaz, aynı zamanda onun duygusal gelişimini ve hayatının ilerleyen dönemlerinde nasıl ilişkiler kuracağını da şekillendirir.
İletişim iki şekilde olabilir; bunlardan biri sözlü, diğeri ise sözsüzdür. Sözlü iletişim, kelimelerle kurduğumuz iletişimdir ve şunları kapsar: Sesinizin yüksekliği ve tonu, söylediğiniz kelimeler, söyleyiş biçiminiz veya çocuğunuzun en iyi anlayabileceği kelimeleri kullanmak.
Sözsüz iletişim ise vücut dili kullanılarak kurulan kasıtlı ve kasıtsız iletişimdir: Yüz ifadeleri, göz teması, kişisel alan, el hareketleri, sarılma gibi fiziksel dokunuşları kapsar. İşte UNICEF’e göre sözlü ve sözsüz iletişim becerilerini geliştirmek için dokuz ipucu…
1. Aktif dinleme
Aktif bir şekilde dinlemek çocukların duyulduklarını ve anlaşıldıklarını hissetmelerine yardımcı olur. Teşvik edici gülümseme ve onaylayıcı baş sallama gibi jestler kullanarak çocuğunuzun söyledikleriyle ilgilendiğinizi ve gerçekten onu önemsediğinizi gösterebilirsiniz. Çocuğunuz sizinle konuşurken onunla aynı göz hizasına inmek, kendisini daha güvende ve size daha bağlı hissetmesine yardımcı olabilir.
Söylediklerini dikkatle dinlediğinizi, onlara “efendim?” gibi sorular sorarak gösterin. “Neden?” ve “Nasıl?” gibi sorular sorarak söylediklerini dikkatle dinlediğinizi gösterin. Bu aynı zamanda çocuğunuza bir hikayeyi nasıl anlatacağını ve hangi ayrıntıları dahil edeceğini öğreterek kendi iletişim becerilerini geliştirmesine yardımcı olur.
2. Yansıtıcı dinleme
Çocuğunuza dikkatinizi verdiğinizi ve söyleyeceklerini önemsediğinizi göstermenin harika bir yolu ayna gibi davranmaktır. Size söylediklerini farklı kelimeler kullanarak tekrarlayın. Örneğin, çocuğunuz “Artık Marco ile oynamıyorum” diyorsa, “Arkadaşınla oynamıyor musun?” şeklinde yanıt verebilirsiniz. Bu, çocuğunuzun duygularını yargılamadan ifade etmesi için alan bırakır.
3. Açıkça konuşmak
Çocuğunuzun anlayabileceği ve yaşına uygun bir dil kullanın. Açık ve net olun ve aşağılayıcı kelimeler kullanmayın. Nazik bir dil kullanmak çocuklarınız için olumlu bir örnek oluşturmanıza yardımcı olur. Unutmayın, konuşmanız çocuğunuza saygı duyulduğunu ve sevildiğini hissettirmelidir.
4. Rüşvetten kaçınmak
Basit davranışlar için şeker, çikolata gibi ödüller sunmak size kısa vadeli kontrol sağlıyormuş gibi gelebilir; ancak net sınırlar geliştirmenize izin vermez ve çocuğunuzla aranızda güvensizliğe yol açabilir. Çocuğunuzun ne yapmasını istediğinize dair net ve gerçekçi beklentiler belirlemeye çalışın. İyi davranışlarını gördüğünüzde övün ve gerektiğinde daha iyi davranışları teşvik etmek için sakin sonuçlar kullanın.
5. Duyguları açıklamakÇocuğunuzun duygusal zekasını geliştirmesine yardımcı olmak için, duygularını nasıl adlandıracağını öğrenmesi önemlidir. Çocuğunuz duygularını sözel olarak ifade ederken, söyleyeceklerini empatiyle ve yargılamadan dinleyin. Hayatın onların gözünden nasıl göründüğünü düşünün.
Çocuğunuz duygularını sözel olmayan bir şekilde ifade ediyorsa (örneğin öfke nöbeti geçiriyorsa veya hoşlandığı bir aktiviteyi yaparken gülüp eğleniyorsa) mutlu, üzgün, rahatlamış, incinmiş, korkmuş, aç, gururlu, uykulu, kızgın, çaresiz, sinirli, utanmış veya neşeli gibi hislerini kelimelere dökmesine yardımcı olun.
6. ‘Fark etme’ ifadelerini kullanma
Çocuğunuzu belirli eylemleri için övdüğünüzde, bu onun kendini iyi hissetmesine yardımcı olur ve hangi davranışları beğendiğinizi bilmesini sağlar. “Aferin!” demek yerine bir ‘fark etme ifadesi’ ile daha spesifik olmayı deneyin: “Oyun zamanından sonra tüm oyuncaklarını kaldırdığını fark ettim. İyi iş çıkardın!
7. Birlikte eğlenmek
Çocuklarınız büyüdükçe, ebeveynlik daha ciddi bir görev gibi görünebilir. Bu nedenle birlikte eğlenmek ve neşeli sohbetlerin tadını çıkarmak çok daha önemlidir ve ilişkinizi güçlendirmek için harika bir yoldur. Çocuğunuzun önemsediği bir şey hakkında olumlu bir şeyler söyleyerek, ilgi alanlarına dikkat ederek ve birlikte şakalaşarak onunla ilişki kurmanın yollarını bulun. Unutmayın, çocuğunuzla birlikte gülün ama asla çocuğunuza gülmeyin.
8. Davranışa odaklanma
Çocuğunuza bir konuda kızgınsanız, eleştiri ve yorumlarınızın bir kişi olarak ona değil, davranışlarına yönelik olduğundan emin olun. Örneğin, “Dağınık olmandan hoşlanmıyorum” yerine “Kıyafetlerini yerde bırakmandan hoşlanmıyorum” demeyi deneyin.
9. Örnek olarak liderlik etmek
Çocuğunuza nasıl bir örnek oluşturduğunuzu düşünün. Ebeveynler çocukların dünyayla tanıştığı kişilerdir. Çocuğunuzun sizi ne yaparken gördüğü, ne söylediğinizi duyduğu kadar önemlidir. Çocuğunuza sadece tutabileceğinizden emin olduğunuz bir söz verin. Bu, çocuklarınızla aranızda güven oluşturmanıza ve bunu sürdürmenize yardımcı olur.
Unutmayın, çocuğunuzla bağ kurarken ve iletişim kurarken nezaket ve sevgiyle liderlik etmek her zaman en doğru yoldur.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.